Çağdaş İstanbul Post-Modern mimarisinde Neoklâsisizm
Özet
18. Yüzyıl’ın ikinci yarısında Geç Barok ve Rokoko’ya tepki olarak Avrupa’da ortaya çıkan Neoklâsisizm akımı antik yapıların listelenmesi ve sınıflandırılmasıyla birlikte, klâsik üslûba ve Antik dünyaya duyulan hayranlıkla Eski Yunan ve Roma Antik mimarilerini ve 16. Yüzyıl’da İtalya’da gelişmiş olan klâsik eğilimi, yani Rönesans’ı taklit eden mimarlık anlayışı olarak tanımlanmıştır. Neoklâsisizm’de yapının bölümlerinin birbirleriyle orantılı ve ahenkli olmaları hedeflenmiş ve Antik mimarideki düzenler tasarım diline ve kurgusuna tekrardan dahil edilmiştir. Geçmiş üslûpları tasarımlarına dahil etmeyi kendilerine ilke edinen ve Post-Modernizm akımı doğrultusunda ürün veren mimarların Neoklâsisizm’i de repertuarlarına almalar,ı akımın geçmiş mimarî üslûplardan biri olması nedeniyle kaçınılmazdı ve nitekim de öyle oldu. Zira Neoklâsisizm’in 1980’li yıllardan bu yana çağdaş mimarlık tarihinde Post-Modernizm akımı çerçevesinde dünyada deyim yerindeyse ‘canlandığı’ bir gerçektir. Bu canlanma sürecinde 1990’lı yıllarda aralarında Leon Krier, Demetri Porphyrios, Aldo Rossi, Robert Stern, Quinlan Terry, Robert Adam, Giorgio Grassi, Charles Jencks, Christian Norberg-Schultz, Colin Rowe’ın bulunduğu mimar ve mimarlık tarihçileri Klâsisizm’in türleri ve tanımlarını yeniden masaya yatırmışlardır. Böylece tarih kavramının kendisi de tekrar sorgulanmıştır. Son yirmi yıldır dahil edilen yapılarda, düzenler, kemerler, arşitravlar ve damlalık türü klâsik repertuarın ögeleri kullanılmaya başlanmıştır. Bu makalede Post-Modernizm akımı dahilinde ürünlerini veren Yeni Klâsisizm’in tanımı ve dünyadaki örnekleri verildikten sonra, İstanbul’da rastlanılan uygulamalardan yola çıkılarak özelliklerine odaklanılmış ve dünyada ‘Serbest Üslûp Klâsisizmi’ şeklinde anılan akımın ‘Fibrobeton Klâsisisizmi’ne geçişinin nedenleri örnekler üzerinden açıklanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Klâsisizm, Neoklâsisizm, Post-Modernizm, Yeni Klâsisizm, Historisizm.
Tam Metin: PDF